Anayasa Mahkemesi'nde karar zamanı

0

Posted by Unknown | Posted in , , , , , | Posted on 25 Haziran 2014 Çarşamba

Fenerbahçeli yöneticilerin Anayasa Mahkemesi'ne başvurularında artık karar aşamasına gelindi. Daha önce Savcı'nın mütalaasında yer verdiği yeniden yargılama ve infaz durdurma kararı 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde de değer bulmuştu. Bilinciği üzere 13. Ağır Ceza mahkemesi de yeniden yargılama ve infaz durdurma kararını açıklamıştı. 
Ancak Fenerbahçe yönetimi Anayasa Mahkemesi'nden de çıkacak kararı bekliyor. Sarı lacivertli yöneticilerin başvurularındaki detaylar çok açık. Anayasa Mahkemesi'nin aldığı Balyoz kararında olduğu gibi hukuksuz olarak elde edilen dijital delillerin iptali isteniyor. Ayrıca ACM'nin reddettiği kumpas iddiası da Fenerbahçeli yöneticilerin AYM kararı sonrası en önemli kazanımlarından biri olacak. 
Bu arada Fenerbahçeli idarecilerin Anayasa Mahkemesi'nden beklediği en önemli karar ise adil yargılanma haklarının ellerinden alınması. Bunun uluslararası bir anlam taşıdığını da ifade eden hukukçular, AYM'den çıkacak olan kararların artık Fenerbahçe'ye Avrupa kapısını açacağını iddia ediyor. Bu sonuçla birlikte tüm deliller, fezlekeler ve yargılama, Türkiye'nin en büyük mahkemesi tarafından geçersiz kılınacak. 
Anayasa Mahkemesi'nin kararını yarın açıklaması bekleniyor. Elindeki dosya fazlalığı dolayısıyla çabuk karar vermek isteyen AYM, ACM'nin de görüş bildirmesiyle birlikte hızlı bir karar aşamasına geçecek. Böylelikle İsviçre Federal Mahkemesi'nin kararını açıklamasına kısa bir süre kala Fenerbahçeli yöneticiler oldukça rahatlayacak. 
PEKİ BUNDAN SONRA NE OLACAK? 
Avukat Emre Kapukaya, Fenerbahçe'nin İsviçre Federal Mahkemesi'ne yaptığı başvuruyu değerlendirdi. 
Avukat Emre Kapukaya, AYM kararlarının önemine değinirken İsviçre Federal Mahkemesine yapılan başvurunun tüm detaylarını ve çıkabilecek Avrupa kararlarını Eurosport.com Türkiye'ye değerlendirdi. Kamuoyunda 'şike davasi' olarak bilinen Fenerbahçe yargılamasındaki polis fezlekeleri, özel yetkili savcı tarafından hazırlanan iddianame ve ÖYM kararlarının dönemin TFF yetkilileri ve diğer kanallarla UEFA'ya iletilmesi sonucu UEFA disiplin kurullari kararıyla FB Avrupa Kupaları'ndan 2 yıl men cezası almıştı. 
Buna karsi CAS nezdinde yapılan başvuru da "Kabul formunun yanlış doldurulması icin UEFA'nin Fenerbahçe hakkında kovuşturma açma yetkisinin bulunmadığına oybirliği ile karar verilmiş olmasına karşın Fenerbahçe'nin cezasında bir indirim yapılmamıştı. Ayrıca "Kurul çoğunluğu UEFA'nın Fenerbahçe hakkında disiplin soruşturması başlatma yetkisinin bulunduğunu düşünmektedir" diyerek bir karşı oya karşın 2'ye 1 oyla UEFA'nın Fenerbahçe'ye iddia edilen yerel lig maçlari için ceza verebileceğine hükmetmiştir. 
Fenerbahçe bu karar üzerine İsviçre Federal Devletler Özel Hukuk Kanunu (LDIP) 190. maddesinin kendine tanıdığı hakkı kullanıp süresinde İsvicre Federal Mahkemesine başvurmuştur. Bu basvuru da CAS kararının "Kamu düzenine" aykırı olduğu iddiasi dile getirilmiş ve karar verilene kadar da CAS Kararının yürütmesinin durdurulmasını talep etmiştir. Burada hem yalan beyandan ceza verilemeyeceğine hükmedilmesine rağmen UEFA Disiplin Kontrol Komitesi'nin verdiği ceza miktarında değişiklik yapılmaması hem de UEFA'nın Fenerbahçe'ye ceza vermesi yetkisi olmadığına ilişkin muhalif CAS Hakem oyunu gerekce göstererek bir başvuru yapılmış ve bu basvuru İsviçre Federal Mahkemesi tarafından incelenmeye değer görülerek esasa kaydedilmiştir. 
Bu aşamadan sonra öncelikle yürütmenin durdurulması yani Fenerbahçe'nin derhal Şampiyonlar Ligi'ne alınması ile ilgili bir karar verilecektir. Bu kararin Şampiyonlar Ligi takvimi de göz önüne alınınca en geç 10 gün içinde verileceği beklentisi içindeyim. Bundan sonra esas hakkinda nihai karar verilecek ancak bu kararın Federal Mahkeme iş yükü ve işleyişi de göz önüne alınınca birkaç ayı bulabileceği değerlendirilebilir. 
Türkiye de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği Yeniden Yargılama karari da UEFA kararları yerel rapor, fezleke ve mahkeme kararlarına dayanan men cezasının değerlendirilmesinde İsviçre Federal Mahkemesi nezdinde önemli olacaktır. Ancak asıl kritik kararın Anayasa Mahkemesi'nin vereceği olası "Adil yargılanma hak ihlali" kararı olacağını söyleyebiliriz. Zira Anayasa ve Uluslararası sözleşmelere göre verilecek böyle bir kararın Avrupa Hukuk mercilerinin tamamında geçerli olacağı değerlendirildiğinde tüm mahkeme ve TFF ile UEFA dahil tüm disiplin yargılaması kararlarının sorgulanacağı bir döneme kesin olarak girmiş olacağız.

Comments (0)

Post a comment